DEVAM: 1- Zekatın
Vecipliği ve Zekat Vermeye Teşvik
2. Ebu Hureyre (r.a.)
- - (-)
9033 (1)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Kişi servetinin zekatını vermezse, bu mal kıyamet gününde cehennem ateşinde
kızdırılır ve mal sahibinin yüzü, yanları ve sırtı dağlanır. "Miktarı
(Dünya senesi ile) elli bin yıl olan bir günde"[Mearic 4] bu durum tüm
kulların hesabı görülünceye ve Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine
gösterilinceye kadar devam eder. Kimin koyunları olur da zekatını vermezse,
kıyamet günü bu koyunlar en çok oldukları zaman sayısınca gelip karşısına
dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yere yatırılarak boynuzlarıyla süsüp
toynaklarıyla çiğnerler. Bu koyunların boynuzlarında ne bir eğrilik, ne de bir
kırık olur. En sondaki koyun da geçince, en baştaki koyun çiğnemek üzere bir
daha geri döner. "Miktarı (Dünya senesi ile) elli bin yıl olan bir
günde" [Mearic 4] bu durum tüm kulların hesabı görülünceye ve Cennet veya
cehennemdeki yeri kendisine gösterilinceye kadar devam eder. Kimin develeri
olur da zekatını vermezse, kıyamet günü bu develer en çok oldukları zaman
sayısınca gelip karşısına dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yere
yatırılarak develer toynaklarıyla onu çiğnerler. En sondaki deve de geçince, en
baştaki deve çiğnemek üzere bir daha geri döner. "Miktarı (Dünya senesi
ile) eIli bin yıl olan bir günde" [Mearic 4] bu durum tüm kulların hesabı
görülünceye ve Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine gösterilinceye kadar
devam eder. ''
Sonra Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e atlar sorulunca Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "Atların perçemlerine kıyamet gününe kadar hayır
bağlanmıştır. Atlar kimi için ecirı kimi için örtü ve güzellik, kimi içinse
günah vesilesidir. Sahibi için ecir olan atı kişinin Allah yolunda kullanmak
üzere aldığı attır. Bu atın yediği sahibi için ecirdir. Bu atın sahibi atın
dereden içtiği sudan bile sevap alır. Bu at meradan geçerken otlardan yese,
sahibi yine bu sebeple sevap alır. Hatta atın attığı her adım karşılığında
sahibi için bir sevap yazılır'' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) atın
dışkısım ve idrarını bile saydı- (ve şöyle devam etti): "At kendisi için
bir örtü ve güzellik olan kişi ise, atı işini görmek ve kimseye muhtaç olmamak
için besleyipı onun sırtında ve karnında gerek darlıkı gerekse varlık içinde
olsun (ödemesi gereken) bir hak olduğunu unutmaz. Sahibine yük olan at ise:
Sahibinin sırf üstünlük taslamak, riya ve Müslümanlara düşmanlık için edindiği
attır. İşte bu atı sahibi için günaha girme sebebidir. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e eşeklerle ilgili sorulunca ise: "Eşekler hakkında bir
şey indirilmedi, ama şu kapsayıcı olan ayet nazil oldu: "Kim zerre kadar
iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu
görür,,[Zilzal 7-8] buyurdu.
13749 (l)'de tekrar
edecektir.
9034 (2)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Kişi servetinin zekatını vermezse, bu mal kıyamet gününde
cehennem ateşinde kızdırılır ve mal sahibinin yüzü, yanları ve sırtı dağlanır.
''Miktarı (Dünya senesi ile) elli bin yıl olan bir günde''[Mearic 4] bu durum
tüm kulların hesabı görülünceye ve Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine
gösterilinceye dek devam eder. Zekatını vermediği malı deve olduğu takdirde, bu
kişi kıyamet günü düz ve geniş bir yere onların önüne yatırılarak ayaklarıyla
çiğnenirler. -zannedersem ''Ağızlarıyla da ısırırılar'' dedi- ''Miktarı (Dünya
senesi ile) elli bin yıl olan bir günde'' Allahı kullarının arasında
hükmedinceye kadar sondakiler, onun üzerinden geçtikçe öndekiler bir daha
üzerine gönderilir. Sonra ya cennete ya da cehenneme (giden) yolu kendisine gösterilir.
Zekat vermesi gereken mal koyunsa yine aynı şey yapılır, ancak farklı olarak
koyunlar boynuzlarıyla süser ve toynaklarıyla çiğnerler. ''
[Sahih]
9035 (3)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Malının zekatını vermeyen kişiye kıyamet gününde bu malı,
karşısına iki boynuzu olan kel bir yılan olarak çıkar. Yılan onun peşinden
gidip elini ısım ve kullar arasında hüküm verilinceye kadar bırakmaz.''
[Sahih]
Diğer tahric: Nesai,
es-Sünenu'l-kübra'da (11621) rivayet etti.
9036 (4)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Kişinin (zekatını vermediği) malı, karşısına kel bir yılan olarak
çıkar. Kişi bu yılandan kaçarken yılan onun peşinden gider ve: ''Ben senin
(zekatını vermediğin) malınım'' der. Vallahi, yılan onun peşinden gidip elini
yakalayıp ısırmadan bırakmaz.''
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(6957) rivayet etti.
9037 (5)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: ''Allah kime mal verir de bu kişi malının zekatını vermezse, kıyamet
günü bu mal kendisine boynuzlu ve kel bir yılan şeklinde gösterilir. Bu yılan
kıyamet günü kişinin yanaklarından ısırıp: ''Ben senin malınımı ben senin
hazinenim'' der. '' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler,
bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar,[Al-i İmran 180] ayetini
okudu.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(1403, 4565) ve Nesai (5/39) rivayet ettiler.
9039 (7)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: ''Zekatını vermeyen hiçbir mal sahibi yoktur ki, kıyamet günü malıyla
getirilmesin. Bu mal kıyamet gününde cehennem ateşinde kızdırılır ve mal
sahibinin yüzü/ yanları ve sırtı dağlanı r. "Miktarı (Dünya senesi ile)
elli bin yıl olan bir günde" [Mearic 4] bu durum tüm kulların hesabı
görülünceye ve Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine gösterilinceye kadar
devam eder. Kimin develeri olur da zekatını vermezse, kıyamet günü bu develer
en çok oldukları zaman sayısınca gelip karşısına dikilirler. Kendisi de geniş
bir alanda yere yatırılarak develer toynaklarıyla onu çiğnerler. En sondaki
deve de geçince, en başta ki deve çiğnemek üzere bir daha geri döner.
"Miktarı (Dünya senesi ile) elli bin yıl olan bir günde" [Mearic 4]
bu durum tüm kulların hesabı görülünceye ve Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine
gösterilinceye kadar devam eder. Kimin koyunları olur da zekatını vermezse,
kıyamet günü bu koyunlar en çok oldukları zaman sayısınca gelip karşısına
dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yere yatırılarak boynuzlarıyla süsüp
toynaklarıyla çiğnerler. Bu koyunların boynuzlarında ne bir eğrilik/ ne de bir
kırık olur. En sondaki koyun da geçince, en baştaki koyun çiğnemek üzere bir
daha geri döner. "Miktarı (Dünya senesi ile) elli bin yılolan bir
günde"[Mearic 4] bu durum tüm kulların hesabı görülünceye ve Cennet veya
cehennemdeki yeri kendisine gösterilinceye kadar devam eder. ''
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e: "Atlar hakkında ne dersin?" diye sorulunca, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle cevap verdi: "Atların perçemlerine
kıyamet gününe kadar hayır bağlanmıştır. Atlar üç çeşittir: Kimi için sevapı
kimi için örtü ve güzellik, kimi içinse günah vesilesidir. Sahibi için sevap
olan atı kişinin Allah yolunda kullanmak üzere aldığı attır. Bu atın yediği
sahibi için sevaptır. Bu at koşup bir iki tur atıp dolaştığı zamanı atın attığı
her adımı için kişiye sevap yazılır. Bu kişi nehirden geçerken atı nehirden
sularsa, atın içtiği her damlaya sevap alır. '' Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) atın dışkısım ve idrarını bile saydı- (ve şöyle devam etti): At
kendisi için bir örtü olan kişi ise, atı işini görmek ve kimseye muhtaç olmamak
için besleyipı onun sırtında ve karnında gerek darlıkı gerekse varlık içinde
olsun (ödemesi gereken) bir hak olduğunu unutmaz. Sahibine yük olan at ise:
Sahibinin sırf üstünlük taslamak, riya ve Müslümanlara düşmanlık için edindiği
attır. '' Sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Eşekler hakkında ne dersin?"
diye sorunca: "Eşekler hakkında bir şey indirilmedi, ama şu kapsayıcı olan
ayet nazil oldu: "Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre
kadar kötülük yapmışsa onu görür,,[Zilzal 7-8] buyurdu.
[-Sahih-]
Diğer tahric. Müslim,
zekat 2/682 (987) ve Beyhaki, zekat (4/81) rivayet ettiler.
9040 (8)- Başka bir
kanalla Ebu Hureyre'den aynı manada bir rivayette bulunulmuştur.
[-Sahih-]
9041 (9)- Başka bir
kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
[-Sahih-]
9042 (10)- Ebu
Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kişinin
(zekatını vermediği) malı kıyamet günü kel bir yılan olur. Kişi ondan kaçarken
yılan peşinden gider ve parmağını yakalayıp ısırmadan-----bırakmaz'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(4659) ve Nesai (5/23) rivayet ettiler.
9043 (11)- Ebu Ömer
el-Cudani der ki: Ebu Hureyre'nin yanında otururken Amir b. Sa'sa' oğullarından
bir adam oradan geçince, Ebu Hureyre'ye: "Şu Amiri'nin malı ne kadar da
çok" denildi. Ebu Hureyre: "Adamı bana geri getirin" deyince,
adamı getirdiler. Ebu Hureyre: "Bana söylendiğine göre çok malın
varmış" deyince, adam: "Evet Vallahi, yüz kızıl, yüz siyah ... devem
var" deyip her türlü deve rengini, köle çeşidini ve atları saydı. Ebu
Hureyre: "Develerin ve koyunların toynaklarından (zekadarını vermediğin
için kıyamet günü seni çiğnemelerinden) sakın" deyip bu sözü defalarca
tekrar edince, Amiri'nin rengi değişmeye başladı ve: "Bu da ne demek ey
Ebu Hureyre?" diye sordu. Bunun üzerine Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu duydum: ''Kimin devesi olur
da iyi günde de kötü günde de zekatlarını vermezse ... '' Ashab: "Ey
Allah'ın Resulü! İyi günde kötü günde ne demektir?" diye sorunca, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Darlıkta ve bolluktali dedi ve şöyle devam
etti: ''Zekatını vermediği develer kıyamet gününde en dinç, en semiz ve hırçın
halleriyle karşısına dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yatırılarak bu
develer üzerinden geçip onu çiğnemeye başlarlar. En sondaki deve de geçince, en
baştaki deve çiğnemek üzere bir daha geri döner. "Miktarı (Dünya senesi
ile) elli bin yıl olan bir günde"[Mearic 4] bu durum tüm kulların hesabı
görülünceye ve Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine gösterilinceye kadar
devam eder. Her kimin de sığırları olur da darlıkta ve bollukta bunun zekatını
vermezse, bu sığırlar kıyamet gününde en dinç, en semiz ve hırçın halleriyle
karşısına dikilirler. Kendisi de geniş bir alanda yatırılarak bu sığırlardan
boynuzları olanlar boynuzlarıyla, toynakları olanlar da toynaklarıyla üzerinden
geçip onu çiğnemeye başlarlar. En sondaki sığır da geçince, en baştaki sığır
çiğnemek üzere bir daha geri döner. "Miktarı (Dünya senesi ile) elli bin
yılolan bir günde"[Mearic 4] bu durum tüm kulların hesabı görülünceye ve
Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine gösterilinceye kadar devam eder. Kimin
koyunları olur da darlıkta ve bollukta bunun zekatını vermezse, kıyamet günü bu
koyunlar en dinç, en semiz ve en hırçın halleriyle karşısına dikilirler.
Kendisi de geniş bir alanda yere yatırılarak toynakları olan toynaklarıyla,
boynuzları olan da boynuzlarıyla onu çiğnerler. Bu koyunların boynuzlarında ne
bir eğrilik, ne de bir kırık olur. En sondaki koyun da geçince, en baştaki
koyun çiğnemek üzere bir daha geri döner. "Miktarı (Dünya senesi ile) elli
bin yıl olan bir günde"[Mearic 4] bu durum tüm kulların hesabı görülünceye
ve Cennet veya cehennemdeki yeri kendisine gösterilinceye kadar devam eder. ''
Amiri olan kişi: "Devenin hakkı nedir ey Ebu Hureyre?" diye sorunca,
Ebu Hureyre: "(Zekatını verirken) güzelini vermen, ödünç verirken senin
için değerli olanını vermen, başkasını da devene bindirmen, sütünden içirmen ve
erkek deveni dişileri aşılamak için ödünç vermendir" dedi.
[-Sahih-]
Diğer tahric: Müslim,
zekat 2/680 (987) ve Ebu Davud, zekat (1658) rivayet ettiler.
9044 (12)- Başka bir
kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir.
[-Sahih-]
9045 (13)- Hilas
kanalıyla Ebu Hureyre'den aynısı nakledilmiştir.
[-Sahih-]
9046 (14)- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Kim, zekatı verilmemiş bir mal bırakırsa, kıyamet günü bu mal kendisine kel
ve boynuzlu bir yılan olarak gösterilir. Bu yılan onun peşinden gidip durur.
Kişi: ''Yazıklar olasıun sana! Sen nesin?'' diye sorunca, yılan: ''Ben, geriye
bıraktığın malınım'' der ve onun elini ağzına alarak çiğneyip koparırı sonra
bütün vücuduna böyle yapar. ''
[-Sahih-]
Diğer tahric: Taberi
Tefsir (10/124), Taberani, M. el-Kebir 2/86 (1408), İbn Huzeyme 4/11 (2255),
İbn Hibban (205/803) ve Hakim (1/389 "Sahih") rivayet ettiler.